22 Haziran 2011 Çarşamba

27.06.09

Küçücük zaferlermiymiş acaba mutluluk ? O kadar ki, büyük mutluluklar bir bayram yaratamazmıymış o ruhlarda?Tıpkı küçük insanlar gibi...Verilen büyük armağanlar, alınan küçücük karşılıklar gibi...Yemyeşil gökyüzündeki mavi güneşin bir bebeğin ak saçlarına düşen ışığı kadar gerçek gülücükler...Bir o kadar da düşüp duran maskeler kadar gerçek,o maskelerin altından çıkan yüzler kadar korkunç... 
ve masallar var ruhlarda derinlerde umutlarla karmaşıklaşmış...
........herşeyden sıkılan katatonik prensinin öpmesini bekleyen kurbağa prenses.....
........cücelerden kaçan kırmızı başlıklı kurt......
........elmasını kendi yiyen ve 100 yıllık uykusundan uyanan yaşlı cadı....

..saat tam 12.00 yi vurur kırık aynadaki yansıma hareketlenir,silüet gittikçe büyür önce kocaman,sonra da yok olur...
..sigaradan derin bir nefes alıp şarkıya iliştiririm kulağımı,
 Steven Tyler bağırır "dream on,dream on dream on.... sing with me sing for the..." içim cızlar bu şarkı çaldıkça ama bu şarkının bna verdiği o küçük mutluluk bazı büyük mutlulukları bastırır,hüznümü yener bazen bazende besler beni ona hapseder... 
 İsyan etmek gelir ya içimden meleklerime,susarım yne de bırakıp gitmesinler diye.susarım...Sustukça kelimelerim birikir dilimin ucunda takılır.tam o anda şarkı değişir , 
 "...ağlamayı sevmem ben,kendimi pek üzmem..." bir nefes daha çekip bi takım "gün"leri özlerim keşke derim...Uzar gider keşkelerim durduramaz olurum...Özlem sardığında tamamen beni ne gözyaşlarım mukayet olabilir zihnime ne gülücüklerim...Kalkarım yatağımdan maskemi alırım bıraktığım yerden takıp çıkarım sahneye keşkelerimle,özlemlerimle,bir kaç damlamı yastığımda bırakır giderim... Ne doğan 
güneşin ne de o gelmek için yanıp tutuştuğum "incinin" yaz'ı erişemez bana...
Bu seferlik büyü tutmaz...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder